Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden 6 Mart Dünya Lenfödem Günü kapsamında yapılan açıklamada Özcan, halk arasında fil hastalığı olarak bilinen lenfödemin belirtileri ve tedavisine ilişkin bilgiler verdi.
Hastalarda gözle görülür şişlik gelişmeden önce kol ya da bacakta gerginlik, ağırlık, uyuşukluk hissi ve takı, giysi ya da ayakkabıların sıkı gelmesi gibi şikayetlerin gelişebileceğini aktaran Özcan, "Lenf sisteminde doğuştan yapısal bozukluğu olan kişilerde, belirgin bir sebep olmadan ya da ufak bir travma sonrası lenfödem gelişebilir. Doğum sonrasında hemen ortaya çıkabildiği gibi, ergenlik ya da yetişkin dönemde de karşımıza çıkabilir. Bu hastalar genellikle kadın ve lenfödemin ilk fark edildiği bölge genellikle bacaklardır." değerlendirmesinde bulundu.
Fil hastalığı olarak da bilinen lenfödemin lenfatik sistemdeki dolaşım bozukluğu nedeniyle dokularda sıvı birikmesi sonucu oluşan şişlik ile görüldüğünü kaydeden Özcan, lenfatik sistemdeki bu bozukluk, doğuştan olabildiği gibi enfeksiyon, travma, ilerlemiş varisler, obezite, kanser ve tedavisi gibi kazanılmış durumlarda da ortaya çıkabileceği ifadesini kullandı.
"İlerlediğinde kötü huylu tümör riski"
Lenfödemli sıvıda enfeksiyon gelişme riskinin artış gösterebileceğini belirten Özcan, hastaların lenfödemli bölgede kızarıklık, şişlik ve ısı artışı tespit ettiklerinde en kısa sürede doktorlarına başvurması gerektiğini vurguladı.
Şişlik arttıkça hastalarda kozmetik sorunlar ve uzuvların fonksiyonlarında kısıtlılıklar da gelişebileceğine dikkat çeken Özcan, yine düşük ihtimal de olsa ilerlemiş lenfödemin, lenfanjiosarkom denilen kötü huylu tümörün gelişimine de yol açabileceğini ifade etti.
Gelişmiş ülkelerde lenfödemin en sık sebebinin kanser tedavileri olduğunu kaydeden Özcan, "Kanser hastalarında lenfödem, direkt olarak tümörlerin lenf sisteminin yapısını bozması ya da bası yapması sonucu oluşabileceği gibi lenf bezlerinin çıkarılması, kemoterapi ve radyoterapi alınması nedenleriyle de gelişebilir. Günümüzde en sık meme kanseri tedavisi sonrası kol ve gövdede şişlik olarak karşımıza çıkabilir. Prostat, rahim, yumurtalık ve kolon kanserleri sonrasında ise karın, bacak ve genital bölgede lenfödem görülebilir." ifadelerini kullandı.
Lenfödemiyi önlemek için yapılması gerekenleri aktaran Özcan, şunları kaydetti:
"İdeal kilo korunarak düzenli egzersiz yapılmalı, riskli vücut bölgesi darbe, bası, enfeksiyon ve yaralanmalara karşı korunmalı, cilt ve tırnak bakımına önem verilmeli, banyo sonrası ve gün içerisinde cilde nemlendirici sürülmeli, ciltte sıyrık, çizik, böcek ısırığı olursa, sabun ile yıkanıp temiz tutulmalı, bahçede veya mutfakta çalışırken koruyucu eldiven giyilmeli, riskli koldan aşı olunmamalı ve kan aldırılmamalı, riskli veya lenfödemli bölge aşırı soğuk veya aşırı sıcağa maruz bırakılmamalı, kol veya bacağı sıkacak giysi veya tansiyon aleti gibi malzemelerden kaçınılmalı, güneş yanığından korunmak amacıyla koruyucu kremler kullanılmalı ve güneş altında uzun süre kalınmamalı."
"Altın standart tedavi"
Lenfödemde tüm dünyada kabul görmüş olan altın standart tedaviden bahseden Özcan, "Cilt bakımı, lenfatik drenaj masajı, çok tabakalı bandajlama ve özel egzersizlerden oluşan kombine boşaltıcı tedavidir. Yine pnömatik kompresyon pompaları ve kinezyo-bantlama yöntemleri yardımcı tedaviler olarak tedavi programına eklenebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Özcan, hastanede uygulanan bu yoğun tedavi sonrasında elde edilen kazanımları korumak amacıyla yapılması gerekenlere ilişkin, "İdame dönemde hastalara lenfödem bası giysileri reçete edilir, kendi kendilerine yapacakları masaj, çok katmanlı bandajlama ve egzersizler öğretilir. Fizyoterapi uygulamalarından fayda görmeyen hastalar gerektiğinde lenfatik mikrocerrahi konusunda deneyimli cerrahlara yönlendirilir." ifadelerini kullandı.
İSTANBUL (AA)
Sizde yazarlık yapabilirsiniz.
05/03/2021
haberler, istanbulhaberler, saglik, filhastaligi, lenfodem